18 Şubat 2014 Salı

Thales 

Thales’den, önce Yunanlılar doğayı ve dünyanın temel maddesini; mitoloji, Tanrılar ve kahramanlarla açıklıyorlardı. Yeryüzündeki doğa olayları, (depremler, rüzgar, vb.) tanrılarla bağdaştırılıyordu. Thales hem suyu ana madde olarak düşünmesi hem de doğayı olguları birleştirerek açıklamaya çalışması bakımından önemli olmuştur. Doğa olaylarının nedenlerini insan biçimli Tanrılardan çok doğanın içinde aramıştır. Mitolojik açıklamalar ile ussal açıklamalar arasında bir köprü kurmuştur. Thales'den sonra öğrencileri Anaksimandros ve Anaksimenes de aynı çizgide ilerlemiştir.



René DESCARTES

Descartes, bir Fransız matematikçisi, bilimadamı ve filozofudur.Modern felsefenin babası olarak bilinir.Fransa'nın Touraine bölgesinin La Haye isimli şehrinde doğmuştur.Poitiers üniversitesinde hukuk öğrenimi görmüştür. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir süre askeri müesseselerde görev almıştır.Daha sonra bir süre Fransanın dışına seyahatlerde bulunmuştur.Ardından 1628 yılında Fransa'ya geri döner.Aynı yıl felsefe ve optik üzerine değişik deneyler yapmıştır.Daha sonra hayatının büyük bölümünü geçireceği Hollanda'ya gider. Yüksek kilise görevlileri yetiştirmiş zengin bir burjuva ailesinin çocuğuydu; La Fiéche Koleji'nde cizvitlerin öğrencisi oldu. Daha sonra bütün Avrupa'yı dolaştı. Meslek olarak önce askerliği seçti.



Pisagor

Güney İtalya'da ve ardından Yunanistan'da büyük etki uyandıran bir okulun kurucusudur. Limnili bir ailenin çocuğuydu, Polykrates'in tiranlığı yüzünden 530'a doğru Kroton'a göç etmek zorunda kaldı ve orada çevresine birçok öğrenci topladı. "Pythagorasçılar" bilimsel, felsefi, siyasal ve dinsel bir topluluk oluşturdular. Bu topluluk içinde matematik, gökbilim, müzik-bilim, fizyoloji ve tıp inceleniyor, nesnelerin ilkesi sayılara bağlanıyor ve her alanda evrensel bir uyum aranıyordu. Topluluk, kendine özgü ve yoğun bir dinsel yaşamın merkeziydi. Pythagorasçı aritmetik, aynı birim kümeleriyle özdeşleştirilen ve noktaların bir araya gelmesiyle simgelenen tamsayılarla sınırlıdır. Bu simgesel sayılar, üçgen, dörtgen, beşgen vb. sayılar ve kendilerine denk düşen geometrik dağılımın biçimine göre çokdüzlemli sayılar olarak sınıflandırılıyorlardı.





Pierre De FERMAT

1601 yılında Fransa'da doğdu. 1920'lerin ikinci yarısında, Bordeaux'ya gitmeden önce Toulouse Üniversitesi'nde eğitim görmüştür. Bordeaux 'da ilk ciddi matematiksel araştırmalarına başlamış ve 1629 'da orada bulunan bir matematikçiye Apollonius'un Plane loci adlı eserinin, kendi-sinin düzenlemiş olduğu bir kopyasını sunmuştur. Bordeaux'da Beaugrand ile tanışmış ve bu sırada matematiğe olan ilgisini Fermat ile paylaşan Etienne d'Espagnet'e sunmuş olduğu "maximum ve minimum" üzerindeki önemli çalışmalarını üretmiştir. Toulouse'ya gittikten sonra da Beaugrand ile matematik arkadaşlığını sürdürmüştür ancak burada yeni bir matematik arkadaşı daha kazanmıştır,o da Carcavi'dir. Carcavi de Fermat gibi bir meclis üyesidir, ancak onları yakınlaştıran ve aralarında paylaştıkları şey matematik olmuştur.


Ömer HAYYAM


Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır. 18 Mayıs 1048'-de İranin Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu. Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştır.Fakat o soy isminin çok ötesinde işlere imza atmıştır.Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için zamanın bütün bilgilerini bildiği söylenirdi. O herkesten farklı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı, oysa O ismini çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır.


Niels Henrik ABEL

Niels Henrik Abel, 1802 ile 1829 yılları arası yaşamış Norveçli bir matematikçidir. O dönemler, genç bir matematikçinin şöhreti yakalayabilmesi için tek çaresi, Paris gibi büyük merkezlerdeki tanınmış kişilerin takdirini kazanabilmek olduğundan, Abel de Paris’te zamanın büyük isimlerinden Cauchy’ye bir çalışmasını takdim eder. Oysa Cauchy kendi ünüyle meşgul, bu kuzeyden gelen genç adamın verdiği çalışmayı okumadan kaybeder. Abel de Berlin’de tanıştığı Crelle adlı bir matematikçinin teklifine uyarak onun yeni çıkaracağı bir matematik dergisine makale göndermeye başlar. Bugün Crelle Dergisi takma adıyla bilinen bu çek prestijli derginin ilk sayısında altı makale yayınlar ve matematik dünyasında tanınması da bu sayede olur. Abel’in matematiğe katkısı, eliptik integral adıyla bilinen bazı tür integrallerin kavram olarak anlaşılmasını sağlamaktan ibarettir. Bu integrallerin nasıl hesaplanacağı hala bilinmemekle birlikte, altlarında yatan temel kavramların ne olduğu Abel’in ve çağdaşlarının çalışmalarıyla aydınlanmıştır.


Leonhard EULER

İsviçreli matematikçi ve fizikçidir. (1707 - 1783). Basel Üniversitesi'nde Johann Bernoulli'nin oğluyla arkadaşlık kurdu; 1727'de Petersburg Bilimler Akademisi'nde onlara katıldı ve Berlin Akademisi matematik sınıfını yönettiği uzun bir dönemin dışında, yaşamı boyunca burada çalıştı. Bir gözünü yitirmesine ve gittikçe artan körlüğüne karşın Euler, matematik, müzik, mekanik, gökbilim, optik, deniz bilimleri ve sigorat kuramı üzerine 900'e yakın inceleme yazdı. Leonhard EULER matematik alanında çözümlemenin XVIII. yy. da gösterdiği ilerlemenin başlıca hazırlayıcılarındandır.


Lazare Nicolas Marguérite CARNOT

Askeri mühendis ve Fransız İhtilali'nin büyük bir kumandanı olarak da ün kazanmış bir matematikçidir. Mekanik Denge ve Hareket Hallerinin Temel Prensipleri adlı eseri başlıca bilim ürünlerindendir (1803). Makinelerle ilgili değerli görüşleri arasında, hızların ani değişiminin sonucu olan zinde kuvveti kaybı ile ilgili olarak : "Kuvvetten kazanma karşılığında daima, ya zaman ya da hız kaybı olur" prensibini ileri sürmüştür. Cenevre'de yayınladığı "İnfinitezimal hesap Üzerine Düşünceler" adlı eseriyle, hayatının son günlerinde yazdığı "Transversaller Üzerine Deneme" ile "Konumlar Geometrisi" adlı yayınları da ilgili çekicidir. Carnot, bir cebir denklemine ait köklerin geometrik anlamları üzerinde de araştırma ve çalışmalarda bulunmuştur.




Kerim ERİM



İstanbul Yüksek Mühendis mektebi'ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Üniversitesi'nde Albert Einstein'in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye'ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi'nde de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi'nde çalış-maya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı'na getirildi. 1940 - 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne bağlı Matematik Enstitüsü'nün başkanlığını yaptı.

Karl WEİERSTRASS

Meslek yaşamı'na Münster'de, Deutsch Krone'de ve Braunsberg'te ilkokul öğretmeni olarak başladı, daha sonra 1856'da Berlin Meslek Enstitüsü'nde ve 1864'te de Berlin Üniversitesi matematik profesörlüğüne atandı ve ölümüne dek ders verdi. Derslerinde, çözümlemenin yeniden doğmasına önemli katkılarda bulundu ve bütün bir matematikçiler kuşağı üzerinde çok büyük bir etki yarattı. E.Kummer ile birlikte Almanya'daki ilk matematik seminerini düzenledi. Bolzano, Abel ve Cauchy'nin başlattığı matematiği kurallar bağlama çabasını daha da ileri götürerek bir sayı dizisinin limiti, sürekli değişken vb. kavramlarına ilişkin henüz yeterince açık olmayan formülleştirmeleri aritmetik eşitsizlikler biçiminde ifade etti ve böylece matematikte sezginin rolünü daha da azalttı.



Joseph Louis LAGRANGE

Torino Topçuluk Okulu'nda öğretmenlik yaptı (1756), Fagnano ve Euler ile bilimsel konularda mektuplaştı. Çalışmalarını büyük bir bölümü, kurduğu topluluğun yayın organı olan Mélanges de Turin'de yayımlandı; bu topluluk daha sonra Torino Bilimler Akademisi'ne dönüştü. D'Alembert O'nu, Prusyalı Friedrick II'ye tavsiye etti; bunun üzerine kral, Lagrange'yi, 1766'-da, Berlin Bilimler Akademisi'nin matematik bölümünü yönetmek üzere davet etti. Koruyucusunun ölümü üzerine, Paris kenti onu, 1772'den beri Üyesi olduğu Bilimler Akademisi'nin kıdemli üyesi olarak, tüm gereksimini karşılamak üzere çağırdı (1787). II. yıl Yüksek Öğretmen Okulu'nda, Ecole Polytechnique'de çözümleme dersleri verdi.Ağırlık ve Ölçüler Komisyonu'na başkanlık etti.


Joseph FOURİER

Fransız matematikçi (1768 - 1830). 1795'te Ecole polytechnique öğretim görevlisiydi.1798'de Napoleon'un Mısır seferlerine katıldı ve Mısır Enstitüsü'nün sekreteri oldu. 1802'den sonra İsére Valiliği yaptı, Yüz Gün döneminde çıkan olaylara katıldı, imparatorluğun çöküşünden sonra mesleği tehlikeye düştü. Bilimsel çalışmaları özellikle, o dönem geniş ölçüde tartışılan ısının yayılması konusuyla ilgilidir. Bu incelemeleri sırasında Fourier serileri denen trigonometrik serileri buldu. Théorie analytique de la chaleur (Analitik Isı Kuramı, 1822) adlı yapıtında belli her f fonksiyonunu trigonometrik bir seriyle gösterdi. Fourier'e göre, elde ettiği seriler kaçınılmaz olarak yakınsaktı ve bunları kısmi türevli denklemleri çözmek için kullandı.


John Von NEUMANN

1921 yılından 1923 yılına kadar Berlin Üniversitesinde kimya tahsili gördü. İki yıl sonra İsviçre'de Teknik Yüksek Okulu'ndan kimya mühendisliği diploması aldı. Nihayet 1926 yılında Budapeşte Üniversitesi'nden matematik doktorası aldı. Budapeşte'deki çalışmalarını bitirir bitirmez, genç matematikçiye Göttingen Üniversitesi'nde Rockofeller bursu verilmişti. Burada, 23 yaşındayken ilk şaheser eseri "Kuantum Mekaniğinin Matematik Temelleri"ni yayınladı. Bu eser bütün atom ve nükleer fiziğin üzerine kurulduğu Kuantum Teorisi anlayışı için çok önemliydi. Gene o yıllarda Von Neumann Berlin Üniversitesi'nde ilk öğretim üyeliğini kabul etti.



John Charles FİELDS

1863'te Hamiklton, Kanada'da doğan Fields ilk Kanadalı araştırmacı matematikçilerdendir. 1884'te Toronto Üniversitesi Matematik Bölümü'nü bitirdikten sonra, ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi'ne gitmiş ve 1887'de bu okuldan doktorasını almıştır. 1889'dan 1892'ya Allegheny Koleji'nde öğretim üyeliği yaptıktan sonra çalışmalarını sürdürmek üzere Avrupa'ya gitmiştir. Burada Fuchs, Frobenius, Hensel, Schwarz ve Max Planck gibi matematikçilerle tanışması bilimsel yetkinliğini arttırmıştır. 1902'de ders vermeye başladığı Toronto Üniversitesi'nde 1923'te araştırma profesörlüğüne atanmış-tır ve 1932'deki ölümüne kadar bu okulda kalmıştır. 1907'de Kanada Royal Society'ye, 1913'te Londra Royal Society'ye seçilen Fields, 1924'te Toronto'da yapılan Uluslararası Matematikçiler kongresine başkanlık etmiştir. Fields'in, her uluslararası kongrede iki madalya verilmesi önerisi benimsendi.


Johann Heinrich LAMBERT

Fransız matematikçi (1728 - 1777). Kendi kendini yetiştirdi, daha 15 yaşında hayatını kazanmak zorunda kaldı, muhasebecilik, sekreterlik ve kütüphanecilik yaptı. 1748'te Chur'da (İsviçre) von Salis Ailesi'ndeki erkek çocukların öğretmeni oldu; bu sırada eğitimini tamamlama ve bilimsel araştırmalara başlama olanağı buldu. Öğrencileriyle birlikte yaptığı bir eğitim yolculuğu, (1756 - 1758), Avrupa'nın belli başlı düşünce merkezlerini görmesini ve çok sayıda bilginle ilişki kurmasını sağladı. 1764'te Friedrich II 'nin isteği üzerine Berlin Akademisi'ne üye oldu. Özellikle, matematiğin uygulamalarıyla ilgilenen Lambert, kuyrukluyıldızların yörüngeleri üstüne ilginç geometri teoremleri buldu.



Henri POİNCARE 

Newton, matematik astronomiye çok sayıda problem getirmişti. Euler, Lagrange ve Laplace bu alanda çok ileri adımlar attılar. Bu matematikçiler ulaşılmaz devler gibi görülüyorlardı. Cauchy, karmaşık fonksiyonlar kuramını geliştirince, Poincaré'ye bir depo silah kalmıştı. İşte bu kuvvetli silahlarla gök mekaniği Poincaré gibi dev bir matematikçiyi bulmuştu. Böylece, matematik astronomi son şeklini Poincaré ile buldu. Bu alandaki en büyük başarısını 1889 yılında üç cisim problemiyle elde etti. İsveç Kralı II. Oscar, n cisim problemini yarışmaya sundu.Poincaré bu n cisim problemini çözemedi. Fakat, Weierstrass,Hermite ve Mittag-Leffler'in de bulunduğu jüri, dinamikteki diferansiyel denklemlerin genel tartışması ve üç cisim problemi üzerindeki denemesi nedeniyle bu ödül Poincaré'ye verildi.


Girard DESARQUES

Asker olduğu sıralar La Rochelle kuşatmasına katıldı. 1635'ten sonra Paris'e gitti; burada Bilimler Akademisi'nin bir ön çalışması niteliğinde olan ve E.Pascal, Mydorge,Roberval'ın bir araya geldiği Mersenne Akademisi toplantılarında bulundu. Kendini geometriye adadı ve ressamların perspektif konusunda edindiği bilgiyi geometriye katmak istedi.Merkezi izdüşüm kavramı (perspektifin temel kavramıdır) sayesinde Desargues, Apollonius konikleri kuramının yöntemlerini bütünleştirdi: özellikleri çemberde tanıtladı, sonra konikleri bir çemberin perspektifleri olarak kabul etti ve çemberde elde ettiği sonuçları bunlara da yaydı. Düşünceleri, özgün ve garip bir terminolojiyle kaleme aldığı Broullion Project'te açıklanmıştır.




Gespart MONGE

Fransız matematikçi (1746 - 1818). 18 yaşında iken, 1764 yılında Mezieres askeri okuluna girdi. Rahip Bossout'un yanında matematik okutmanı oldu (1766). 1768 yılında matematik kürsüsüne, 1771 yılında ise fizik kürsüsüne getirildi. İlerleyerek, devrinin matematik öğrenimine önemli katkılarda bulundu. Tasarı Geometrinin kurucusu olarak büyük matematikçiler arasında yer aldı. Analizin geometrik uygulamaları üzerinde araştırmalar da yaptı. Büyük ihtilal döneminde Bakanlık görevine getirildi (1792). Yüksek Öğretmen Okulu profesörü (1794) olarak, tasarı geometri dersleri verdi. Napolyon Bonapart'la birlikte, Mısır seferine katılarak, Kahire'de kurulan enstitüyü başkan sıfatıyla idare etti İtalya'da görevlendirildiği sırada, Napolyon ile ilişki kurarak, Mısır seferine katılacak bilginleri topladı.



George BOOLE


George BOOLE Kimdir: İngiliz matematikçi ve mantıkçı (1815 - 1864). Daha çok iki temel yapıtıyla tanınır: The Mathematical Analysis of Logic, being an Essay towards a Calculus of Deductive Reasoning (mantığın matematiksel çözümlemesi) [1847] ve An Investigation Laws of thought (Düşünce yasaları üzerine bir inceleme) [1854]. Bu yapıtlarında mantığı matematikle bağdaştırmayı denedi ve bunu sayı ve nicelik kavramlarıyla uğraşmanın matematiğin özünden gelmediğini göz önünde bulundurarak yaptı. Cebirin sınıflar mantığına yapılan bu uygulaması bugünkü Boole cebiri ya da kafesini doğurdu.


El-HARİZMİ

Ebu Abdullah Muhammed bin Musa El-Harezmi, Özbekistan'da doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Batı bilim dünyasında en sürekli, en derin etkiler bırakmış matematikçi olarak tanınmıştır. (MS 770-840) Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuştur.Hayatının büyük bir bölümü Bağdat’da (Beytü’l Hikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir.Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; "Cebir" ve "Hint Hesabı".Harezm'de temel eğitimini alan Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat'taki ileri bilim atmosferinin varlığını öğrenir.



Georg CANTOR

Kümeler kuramının kurucusu Kummer, Weierstrass ve Kronecker'in öğrencisidir. Öğrenimini tamamladıktan sonra 1879 yılında Halle Üniversitesi'nde profesör oldu. Weierstrass'ın etkisi gerçek sayıların oransal sayılarla tamlanarak elde edilen Cantor kuruluşunda görülür (1872). Oransal sayıları saymanın (yani bu sayılarla doğal sayılar arasında birebir örten bir uygulama kurmanın) olanaklı olduğunu bildiğinden, gerçek sayıların sayılıp sayılamayacağı sorusu üzerinde çalıştı ve olumsuz sonuca vardı (1873). Daha sonra boyut problemiyle uğraştı ve üç yıl boyunca bir kare ile bir doğru parçası arasında birebir ve örten bir uygulama kurmanın olanaksızlığını kanıtlamaya çalıştı; ancak böyle bir uygulamanın bulunduğu sonucuna ulaştı.


Evariste GALOİS 

XIX. yy. başında dördüncü derecenin üstündeki denklemlerin çözümü, cebirin ana problemini oluşturuyordu. Abel, beşinci dereceden gene denklemi köklerle çözmenin olanaksızlığını kanıtladıktan sonra denklemlerin köklerle çözülebilmesini sağlayacak bir ölçüt bulunması gerekiyordu. Galois 1829'da Bilimler Akademisi'ne verdiği üç bildiride, bu problemi gruplar kuramını geliştirerek çözüyordu. Bu bildiriler kayboldu. Bir dördüncü bildiri ise, Galois'in verimli fikirlerini anlayamayan Poisson tarafından geri çevrildi (1831). Ölümünden bir gece önce Galois, arkadaşı Auguste Chevalier'ye, temel görüşlerini içinde topladığı bir mektup yazdı. Galois'in çalışmalarının geniş kapsamı, ancak 1870'te, bu çalışmaları ilk kez tam ve açık bir biçimde sunan C. Jordan'ın bir yapıtında yayımlandıktan sonra anlaşıldı.



Eukleides



Öklid gelmiş geçmiş matematikçilerin içinde adı geometri ile en çok özdeştirilen kişidir. Geometri dünyasında kapladığı bu seçkin yeri kendisinin büyük bir matematikçi olmasından çok, geometrinin başlangıcından kendi zamanına kadar bilinen ismi ile Öğeler adını taşıyan kitabında toplamıştır. Öklid derlemesinin tutarlı bir bütün olmasını sağlamak için, kanıt gerektirmeyen apaçık gerçekler olarak 5 aksiyom ortaya koyar. Diğer bütün önermeleri bu aksiyomlardan çıkarır. Öklid soruları Cahit Arf'ı matematiğe yakınlaştırır Eğitimini Akademi'de tamamladıktan sonra İskenderiye’de büyük bir matematik okulu kuran Öklid, çağlar boyu matematikle ilgilenen hemen herkesin gözdesi olmuştur.

Charles Emile PİCARD

Sorbonne'da çözümleme ve yüksek cebir profesörü oldu. Bilimler akademisi üyeliğine seçildi (1889), daha sonra Ecole centrale des arts et menufactures'de ders verdi (1894 - 1937). Kendi kuşağının en önemli matematikçilerinden biridir; bulduğu iki teorem sayesinde düzgün analitik fonksiyonların bir sınıflamasını gerçekleştirdi; cebirsel yüzeyler üstüne yaptığı incelemede Poincaré'nin, aşırı geometrik ve aşırı Fusch fonksiyonlarıyla ilgili çalışmalarını derinleştirdi. Doğrusal diferansiyel denklemler kuramıyla cebirsel denklemler kuramını karşılaştırarak ardışık yaklaştırımlar yöntemini geliştirdi, genelleştirdi ve böylece diferansiyel denklemlerde integrallerin varlığını kanıtladı.




Charles HERMİTE 

cole Polytechnique'te, Paris Bilimler Akademisi'nde ve Collége de France'de profesörlük görevinde bulundu. 1856 yılında Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. Yaptığı çalışmalar birçok bilim adamının çalışmasına esin kaynağı oldu ve çok sayıda önemli buluşu önceden sezdi. Bir yandan Cauchy ve Liouville'in bir karmaşık değişkenli fonksiyonlar kuramı, öbür yandan Jacobi'nin eliptik ve aşırı eliptik fonksiyonları kuramı üzerine yaptığı çalışmaları yakından izledi ve bu iki alanı eliptik fonksiyonlar ve Abel fonksiyonlarıyla ilgili genel bir kuram halinde birleştirdi.


Carl JACOBİ 

Berlin'de öğrenim gördü ve 1827'de Königsberg'de profesör oldu; 1842'de hükümet kendisine bir ödenek bağladı; ancak Jacobi sağlığı nedeniyle görevinden ayrıldı. En önemli yapıtı olan Fundamenta nova theoriare functionum ellipticarum 1829'da basıldı. Abel gibi, Legendre eliptik integralleri evirterek elde ettiği eliptik fonksiyonları inceledi, bunların tanım bölgelerini karmaşık alana genişletti, çift dönemlilikleri bularak kuramı yeniden hazırladı. 1835'te, bu çift dönemliliği ve bu dönemlerin gerçek olmayan oranının, meromorf fonksiyonların ayırtedici özelliği olduğunu kanıtladı ve böylelikle Liouville tarafından 1844'te incelenen çift dönemli fonksiyonlar kuramına öncülük etti.


Cahit ARF

1910 yılında Selanik'te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryus profesörlüğe yükseldi. Burada 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji'nde Matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.
Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.
Arf İnönü Armağanı'nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974). Cebir ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf'in onuruna Silivri'de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı...



Bernhard Bolzano 

Bernhard Bolzano, Çekoslovakya'nın Prag kentinde 5 Ekim 1781 günü doğdu. Babası bir İtalyan göçmeni ve küçük bir esnaftı. Annesi de, Prag' da madeni eşya ile ilgilenen bir ailenin kızıydı. Bolzano, Prag Üniversitesinde, felsefe, fizik, matematik ve ilahiyat çalıştı. 1807 yılında Prag'da aynı üniversiteye din ve felsefe profesörü olarak atandı. 1816 yılına kadar bu üniversitede başarılı dersler verdi. 1816 yılında, Hıristiyan kilisesince benimsenen inanç, duygu ve düşünceye ters düştüğü için, bu inançlarından dolayı suçlandı. 1820 yılında Avusturya hükümeti Bolzano'nun bu yıkıcı ve kendileri için kırıcı olan konuşmalarından dolayı onu ülkeden uzaklaştırdı. Bolzano, İtalyan asıllı bir Çek filozofuydu. Aynı zamanda iyi bir mantıkçı ve çok iyi de bir matematikçiydi. Bolzano, 1820 yılında daha çok akılcılıkla suçlandı. Onun matematiğe dayalı bir felsefesi ve düşüncesi vardı. Bu nedenle Kant'ın idealizmine karşı çıktı. Kendisi aslında bir Katolik papazıydı. 1805 yılından sonra, Prag Üniversitesinde din felsefesi okuttu. Matematikte, sonsuzluk ve sonsuz küçükler hesabı üzerinde çalıştı. "Sonsuzluk üzerine Paradokslar" adlı kitabı 1851 yılında yayınlandı. Noktasal kümeler üzerine de çalışmaları olmuştur.



Blaise Pascal

Bir Fransız matematikçi ,fizikçi ve aynı zamanda teolojist olan Blaise Pascal, Etienne Pascal'ın üçüncü çocuğu ve tek oğluydu. Daha üç yaşındayken annesinin ölümü üzerine yetim kalır.1632 yılında babası dört çocuğuyla beraber Clermont’u terk ederek Paris’e yerleşir.
Babası antiortodox olduğu için O’nu kendisi yetiştirmeye karar verir. Kendisi de zamanının iyi matematikçilerinden olan Etienne Pascal, oğlunun 15 yaşından önce matematik çalışmaması gerektiğine karar vererek evini matematik dokümanlarından arındırır. Fakat bu küçük Pascal’in sadece matematik merakını ateşler,12 yaşında kendisi geometri çalışmaya başlar. O zamanlarda üçgenin iç açılarının toplamının, iki dik açının toplamına eşit olduğunu bulur , bunun üzerine babası teslimi silah eder ve ona incelemesi için Euclid’in teoremlerini içeren dokümanları verir. Yani matematikle ilgisi çocukluk döneminde matematik eğitimi almadan başlar, sonraları babasıyla beraber "Academie Parsienne" deki derslere katılmaya başlar, 16 yaşına geldiğinde burada aktif olarak rol alır, ve profesör Girard Desargues in bir numaralı yardımcısı ve öğrencisi olur. Bu esnada özellikle konikler üzerinde çalışarak konu hakkında kitapçık yayınlar. 1639 yılında da "Pascal'ın Esrarengiz Altıgeni" yle geometriye katkıda bulunur.



Bernhard RİEMANN

Bernhard Riemann Göttingen'de Gauss'un daha sonra Berlin'de Jacobi ve Steiner'in öğrencisi oldu. Karmaşık değişkenli fonksiyonlar kuramı tezi bu kuramı tümüyle altüst etti. Bir noktada, bu noktaya ulaşan yola göre çok sayıda değer alan diferansiyellene bilir fonksiyonlardan yola çıkarak ve geçiş çizgileriyle bağlı, bindirilmiş düzlemlerden, yapraklardan oluşan bir Riemann yüzeyi üzerinde değişkeni dolaştırarak bu fonksiyonları bir biçimli hale getirdi.